-
1 توسعة
تَوْسِعَة1. genişlikAnlamı: geniş olma durumu2. çoklukAnlamı: sayı olarak çok olma, kesret3. galebeAnlamı: üstünlük, çokluk4. bollukAnlamı: bol olma durumu -
2 سعة
سَعَة1. sığa2. genişlikAnlamı: geniş olma durumu3. kapasiteAnlamı: kapsama gücü4. kesafetAnlamı: çokluk, sıklık5. oylumAnlamı: hacim, cirim6. porteAnlamı: genişlik derecesi7. çoklukAnlamı: sayı olarak çok olma, kesret8. galebeAnlamı: üstünlük, çokluk9. kapasite10. bollukAnlamı: bol olma durumu -
3 استيعاب
اِسْتِيعاب1. telâkkiAnlamı: anlayış, görüş2. izanAnlamı: anlayış, anlama3. genişlikAnlamı: geniş olma durumu4. buluğAnlamı: erin olma, baliğ olma5. anlayışAnlamı: zihniyet, telâkki, anlama biçimi6. algıAnlamı: bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak7. zihinAnlamı: anlayış, kavrayış -
4 اتساع
-
5 استطالة
-
6 توسع
-
7 رحابة
-
8 ضيق
Iضِيق1. dar2. sıkılıkAnlamı: sıkı olma durumu3. tazyikAnlamı: sıkıştırma, daraltma4. darlıkAnlamı: dar olma durumuIIضَيَّقَ1. kasmakAnlamı: daraltmak2. daraltmakAnlamı: dar duruma getirmekضَيِّق1. darAnlamı: genişliği az veya yetersiz olan, ensiz2. ensizAnlamı: eni küçük olan, dar3. darAnlamı: içine alacağı şeye oranla, geniş ve bol karşıtı -
9 فناء
Iفَنَاء1. fenaAnlamı: ölümlü olma durumu2. helâkAnlamı: ölme, yok etme, yok olma3. ademAnlamı: yokluk, hiçlik ve ölümIIفِنَاء1. salonAnlamı: bir evin en geniş bölümü2. sahanlıkAnlamı: yapılarda bulunan geniş yer3. avluAnlamı: bir yapıı grubunun ortasında kalan üstü açık, duvarla çevirili alan -
10 حرش
IحَرَّشَkörüklemekAnlamı: kışkırtmak, şiddetlendirmekIIحَرَشkalınlıkAnlamı: kalın olma durumuحَرَشَ1. tırmıklamakAnlamı: tırmalamak2. tırnaklamakAnlamı: tırmalamak3. tırmalamakAnlamı: tırnaklarıyla çizmekIVحَرِش1. abullabutAnlamı: hantal, kaba ve anlayışsız kimse2. engebeAnlamı: yer biçimi, yer şekilleri, arıza3. kalın4. yoğunAnlamı: kalın5. kırıcıAnlamı: kaba, sertVحِرْشcengel
См. также в других словарях:
geniş gönüllülük — is., ğü Geniş gönüllü olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
geniş ufukluluk — is., ğu Geniş ufuklu olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
geniş yüreklilik — is., ği Geniş yürekli olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
genişlik — is., ği 1) Geniş olma durumu Omuzları ile kalçaları aynı genişlikte. S. F. Abasıyanık 2) En, boy karşıtı … Çağatay Osmanlı Sözlük
açıklık — is., ğı 1) Açık olma durumu, aleniyet 2) Uzaklık, mesafe 3) Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer 4) Boş ve geniş yer 5) Bir yerin uzaklara kadar bakılabilecek ve bakanın içinde ferahlık doğuracak durumda olması Kırlardaki açıklık insanı dinlendirir.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yayvanlık — is., ğı Yayvan olma durumu Kayıklarında da geniş sofalı, geniş odalı yalılarının yayvanlığını ve sessizliğini duyardım. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
açgözlülük — is., ğü Açgözlü olma durumu veya açgözlüye yakışacak davranış, doymazlık, tamahkârlık, tamah, tokgözlülük karşıtı Gönlü o kadar geniş imiş ki sair yoksullar gibi imarethaneden bir tas çorba içmeyi dahi açgözlülük sayarmış. Y. K. Karaosmanoğlu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
düzlük — is., ğü 1) Düz olma durumu 2) Geniş, düz yer Derenin önündeki düzlükten birdenbire bir ses duydum, durdum. H. E. Adıvar 3) coğ. Deniz yüzeyine göre değişik yüksekliklerde olan az eğimli yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
ferah — 1. sf., Far. ferāḫ 1) Bol, geniş Ferah bir ev. 2) Havadar, aydınlık, iç açıcı (yer) Bu kahvenin ferah ve sevimli bir taraçası vardı. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler ferah ferah 2. is., Ar. feraḥ Kalp, gönül, iç vb.nin sıkıntısız, tasasız olma … Çağatay Osmanlı Sözlük
görüşlülük — is., ğü Görüşü olma durumu Birleşik Sözler dar görüşlülük genel görüşlülük geniş görüşlülük ileri görüşlülük … Çağatay Osmanlı Sözlük
yenilik — is., ği 1) Yeni olma durumu veya yeni olan bir şeyin özelliği 2) Eskimiş, zararlı veya yetersiz sayılan şeyleri yeni, yararlı ve yeterli olanlarıyla değiştirme, teceddüt Türkiye de geniş ölçüde bir yenilik çabası göze çarpmaktadır. Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük